Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

fikir vermek

  • 1 fikir vermek

    v. suggest, advise, give hints

    Turkish-English dictionary > fikir vermek

  • 2 fikir vermek


    акъыл етын, гупшысэ хэлъхьан

    Малый турецко-адыгский словарь > fikir vermek

  • 3 önceden fikir vermek

    v. prefigure

    Turkish-English dictionary > önceden fikir vermek

  • 4 fikir

    fikir <- kri> Meinung f; Gedanke m; Verstand m;
    fikrimce, fikrime göre nach meiner Meinung;
    fikir adamı Denker m;
    fikir arkadaşı Gesinnungsgenosse m;
    -den fikir almak, -in fikrini almak (oder sormak) jemanden um Rat fragen;
    hakkında fikir edinmek sich (D) ein Bild machen (von D);
    -e fikir vermek jemandem raten; jemanden auf einen Gedanken bringen;
    fikir yürütmek eine Idee haben;
    -mek fikrinde olmak gedenken, beabsichtigen zu +inf;
    -diği fikrindeyim ich bin der Meinung, dass …;
    -mek fikrindeyim ich beabsichtige, … zu …;
    -mek fikriyle mit der Absicht, zu …

    Türkçe-Almanca sözlük > fikir

  • 5 fikir

    иде́я (ж) мне́ние (с) о́тзыв (м) усмотре́ние (с)
    * * *
    выпад. -kri
    мысль, иде́я; мне́ние; то́чка зре́ния, сужде́ние

    ... fikrindeyim — я ду́маю / счита́ю, что...

    fikrimce, fikrime göre — на мой взгляд, по моему́ мне́нию, по-мо́ему

    fikriyle — с мы́слью, с наме́рением

    öğrenmek fikriyle — с наме́рением учи́ться

    fikir [fikrini] almak — спроси́ть чьё-л. мне́ние

    fikir ayrılığı — расхожде́ние во взгля́дах

    fikir edinmek — соста́вить себе́ представле́ние (о ком-чём-л.)

    fikir etmek — размышля́ть, обду́мывать

    fikir özgürlüğü — свобо́да мы́сли, свобо́да мне́ний

    fikir teatisi — обме́н мне́ниями

    fikir vermek — а) дава́ть сове́т, сове́товать; б) подава́ть мысль / иде́ю

    fikir yürütmek — подава́ть мысль / иде́ю (о чём-л.)

    Türkçe-rusça sözlük > fikir

  • 6 vermek

    (verir)
    В, Д
    1) в разн. знач. дава́ть

    ad vermek — дава́ть и́мя, нарека́ть

    ara vermek — де́лать переры́в, дава́ть переды́шку

    - a el(ini) vermek — подава́ть ру́ку кому

    ele vermek — выдава́ть, предава́ть

    - a fırsat vermek — представля́ть возмо́жность

    fikir vermek — дать иде́ю

    konser vermek — дава́ть конце́рт

    ses vermek — а) издава́ть звук; б) подава́ть го́лос

    üstevermek — дава́ть [в]прида́чу

    yazı vazifesi vermek — задава́ть пи́сьменную рабо́ту

    yetki vermek — дава́ть полномо́чия

    2) дари́ть, отка́зывать
    3) припи́сывать; относи́ть к чему

    talihsizliğe vermek — припи́сывать невезе́нию

    4) направля́ть повора́чивать что
    5) доставля́ть (радость, беспокойство и т. п.)

    ferahlık vermek — ра́довать, доставля́ть ра́дость

    zahmet vermek — доставля́ть беспоко́йство (затрудне́ние)

    6) выдава́ть за́муж
    7) счита́ть досто́йным (прили́чествующим)
    8) подверга́ть, предава́ть чему

    ateşe vermek — предава́ть огню́

    9) выступает в роли вспом. гл., выражает быстроту

    gidivermek — бы́стро уйти́

    söyleyivermek — бы́стро сказа́ть

    Büyük Türk-Rus Sözlük > vermek

  • 7 fikir

    ",-kri thought, idea, opinion. -imce in my opinion. -ini açmak to express one´s opinion. - adamı intellectual, savant. - alışverişi/teatisi exchange of views. - almak /dan/, -ini almak /ın/ to get (someone´s) opinion. - beyan etmek to give an opinion. - edinmek to have an idea; to form an opinion (about). - hareketleri movements of thought. - işçisi white-collar worker. -inde olmak to be of the opinion; to have the intention (of). -i sabit fixed idea, idée fixe. - vermek 1. to express one´s opinion. 2. /a/ to suggest a course of action (to someone). - yormak to ponder, think hard, rack one´s brains. - yürütmek to put forward an idea, state one´s opinion."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > fikir

  • 8 akıl

    ",-klı 1. reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion. 2. mind, comprehension. 3. memory. 4. idea, opinion, thought. 5. advice. -dan 1. from memory. 2. by the use of one´s imagination. -ımda I haven´t forgotten it./I have it in mind. - akıl, gel çengele takıl. colloq. I don´t see how we can solve this problem. - akıldan üstündür. proverb It pays to consult others. - almak /dan/ to ask (someone´s) advice, consult (a person). -ını almak /ın/ to charm, bewitch, fascinate. - almamak to be incredible. -ı almamak /ı/ 1. not to understand. 2. not to believe that (it) is possible. 3. to find (it) unacceptable. - almaz unbelievable, inconceivable. -ı başında sensible, (someone) who has his/her head screwed on right. -ını başına almak/toplamak/devşirmek to come to one´s senses. -ını başından almak /ın/ 1. to deprive (someone) of his/her senses, leave (someone) unable to think straight. 2. to scare (someone) silly, scare the wits out of. -ı başından bir karış yukarı/yukarıda impulsive, rash, impetuous, (someone) who does the first thing that comes into his head. -ı başına gelmek 1. to come to one´s senses, sober down. 2. to come to. -ı başından gitmek 1. to be overwhelmed, be beside oneself. 2. to faint. -ı başında olmamak 1. to be confused, be unable to think straight. 2. to be unconscious. -ını başka yere vermek to let one´s mind wander. -ınla bin yaşa! You´re really thinking today! (said sarcastically to the author of an idea one finds absurd). -ı bokuna karışmak vulg. 1. to be frightened to death. 2. to be overcome with joy. -ını bozmak /la/ to be obsessed (with). - bu ya! colloq. We/He thought it was a good idea! -ını çalmak /ın/ 1. to enchant, fascinate, charm, captivate. 2. to influence, sway. -ını çelmek /ın/ 1. to dissuade from a good intention, cause (one) to give up a decision. 2. to corrupt, lead astray. -dan çıkarmak /ı/ to forget all about (it), give up the idea (of). -ı çıkmak to worry oneself sick, be near panic. -ından çıkmak to slip one´s mind. -ından çıkmamak 1. to stick in one´s mind. 2. to go around and around in one´s head. -ının çivisi eksik not very bright; screwy, cracked. -ı dağılmak to be unable to concentrate. - danışmak /a/ to consult, ask (someone) for advice. - defteri colloq. notebook. - doktoru colloq. psychiatrist. -ını durdurmak /ın/ (for something) to make (someone) unable to think straight. -lara durgunluk vermek (for something) to blow one´s mind. -ı durmak to be openmouthed with astonishment. -ına düşmek 1. to come back to one´s mind. 2. to come into one´s mind, strike one. - eksikliği mental deficiency. - erdirememek /a/ to be unable to fathom. -ı ermek 1. /a/ to understand, grasp. 2. to be mentally mature. - ermemek /a/ 1. not to be able to conceive of; to find inconceivable. 2. to find unacceptable. -ına eseni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -ına esmek to come into one´s head. - etmek /ı/ to think of (doing something) (at the right time). -ı evvel pretentious about one´s wisdom. - fikir mind: Allah akıl fikir versin! May God cause you to think straight! Aklın fikrin neredeydi? Why didn´t you think? Cafer´in aklı fikri tiyatroda. All Cafer thinks about is the theater. -ından geçirmek /ı/ to happen to think (of). -ından geçmek to occur to one, pass through one´s mind. -a gelmedik unanticipated. -ına gelmek 1. to occur to one. 2. to come back to one´s memory. -ıma gelen başıma geldi. colloq. What l was afraid of has happened. -ına geleni söylemek to speak without thinking. -ına geleni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -a gelmeyen başa gelir. proverb You can´t always anticipate everything. -a gelmez inconceivable; not anticipated. -ına getirmek 1. /ı, ın/ to remind (someone) of. 2. /ı/ to consider, think (of). -ı gitmek 1. to be confused, be perplexed. 2. /a/ to be taken (by). -ı gözünde (one) who believes only what he sees. - harcı olmamak /ın/ (for something) to be

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > akıl

См. также в других словарях:

  • fikir vermek — 1) düşüncesini bildirmek Evet iyi bir şey değil fakat benim için bir fikir verir, diye seçtim. R. N. Güntekin 2) bir konuda yol gösterici bilgi edinmek İşitilen sözler, görülen tavırlar, beğenilen düşünceler Şinasi Bey e yeni fikirler vermeye… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fikir — is., kri, Ar. fikr 1) Düşünce İşimizi, gücümüzü bırakmış olmak düşüncesini bir vazife yapmakta olduğumuz fikri susturuyordu. M. Ş. Esendal 2) Düşün 3) esk. Kuruntu Birleşik Sözler fikir adamı fikir babası fikir hürriyeti fikir işçisi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HASR-I FİKİR — Bir şeye bütün fikrini vermek ve başka şeyle meşgul olmamak tarzı ve düsturu ile o şeyde veya meslekte mütehassıs ve muvaffak olmaya çalışmak. Bütün fikri çalışmayı bir şey üzerinde toplamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • akıl yürütmek — 1) herhangi bir konuda fikir vermek 2) tahminde bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SULTAN SÜLEYMAN HAN — (Hi: 900 974) Osmanlı Padişahlarının onuncusu, İslâm Halifelerinin yetmişbeşincisidir. Yavuz Sultan Selim Han ın oğludur. Avrupa vari bir kısım kanunlar yapılmasına vesile olduğundan Kanuni nâmı ile de tanınır. Padişahlık yılları Osmanlı… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müzakere — is., Ar. muẕākere 1) Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Atatürk 2) Sözlü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rey — is., esk., Ar. reˀy 1) Oy Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Düşünce, görüş, fikir Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstünde durmak — bir işe önem vermek, bir işle yakından ve sürekli ilgilenmek Bir çeşit ezbere okuyoruz, durmuyoruz metin üstünde, fikir üstünde. A. Erhat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HEM-DEST-İ VİFAK — Bir fikir ve mes elede anlaşarak elele vermek, hep birden aynı sözü söylemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TERDİD — Geri çevirmek, geriletmek. * Edb: Karşısındakini merakta bırakacak ve neticeyi sezdirmeyecek şekilde söz etmek. * İki ihtimâlle fikir anlatmak. Muhatabın beklemediği bir surette sözü bitirerek söze kuvvet vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»